Uludağ Üniversitesi Rektörü Ferudun Yılmaz’ın DOÇENT arama kriteri Dekan Yardımcısı Atilla Akpınar’ın eşi Ayşegül Akpınar mı? Gazeteci Nevşin Mengü’nün iddiasına göre ”Bursa Uludağ Üniversitesi’nde Ziraat Fakültesi bünyesinde açılan Park ve Bahçe Bitkileri Bölümü, Peyzaj ve Süs Bitkileri Yetiştiriciliği Programı’ için belirlenen doçent atanma kriterleri dikkat çekti. Kriterler arasında, “Doktora eğitimini Botanik Anabilim Dalında ve Doçentliğini Biyoloji alanında tamamlamış olmak, abiyotik stres koşullarında bahçe ve süs bitkilerinin fizyolojisi üzerine çalışmalar yapmış olmak” yer aldı.
Peki, bu oldukça spesifik kriterlere kim uyuyordu? Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Atilla Akpınar’ın eşi Ayşegül Akpınar.
Tabii ki burada kötü niyet aramamak gerekiyor. Belki de bu durum sadece bir tesadüf!” dedi.
Bursa Uludağ Üniversitesi’nde, Ziraat Fakültesi çatısı altında açılan “Park ve Bahçe Bitkileri Bölümü, Peyzaj ve Süs Bitkileri Yetiştiriciliği Programı” için belirlenen doçent atanma kriterleri kamuoyunda dikkat çekti. Atama şartları arasında, “Doktora eğitimini Botanik Anabilim Dalında tamamlamış olmak, doçent unvanını Biyoloji alanında almış olmak ve abiyotik stres koşullarında bahçe ve süs bitkilerinin fizyolojisi üzerine çalışmalar yapmış olmak” gibi oldukça spesifik kriterler yer aldı.
Bu kriterlerin detaylı ve dar kapsamlı olması birçok kişinin dikkatini çekerken, bu şartları tam olarak karşılayan kişinin Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Atilla Akpınar’ın eşi Ayşegül Akpınar olduğu ortaya çıktı. Belirlenen kriterler ve atanacak kişi arasında bu kadar birebir uyumun olması, doğal olarak tesadüf mü yoksa planlı bir tercih mi sorularını akıllara getirdi.
Elbette her durumda kötü niyet aramak doğru olmayabilir. Belki de gerçekten tesadüfi bir durumla karşı karşıyayız. Ancak üniversitelerde şeffaflık ve liyakatın esas alınması gerektiği düşünülünce, bu tür durumların açıklığa kavuşturulması kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından önem arz ediyor.
Üniversitelerin bilim ve eğitim yuvası olarak objektiflik ve hakkaniyeti koruması gerektiğine vurgu yapan eleştiriler, bu gibi spesifik şartlarla yapılan atamaların şeffaflık ilkesiyle ne kadar uyumlu olduğunu sorguluyor. Tesadüf ya da planlı, bu olay, akademik dünyada liyakat sisteminin daha güçlü bir şekilde uygulanması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.