Koca, hareketsiz bir toplum olduğumuzu, sporu teşvik etmek için indirimler ve hastanelerde öncelik sağlanacak bir sistem üstünde çalıştıklarını belirterek, “İlk defa Ulusal Beslenme Konseyi adında, yönetmelikle kurulan bir konsey oluşturuldu. Ulusal Beslenme Konseyi; 9 bakanlık, 7 sivil toplum kuruluşu, RTÜK ve YÖK temsilcilerinin bulunduğu ve ayrıca kendi alanlarına özgü bilimsel heyetlerin oluşturulduğu geniş bir yapı. Herkes kendine yer yer kimlik vererek beslenmeyle ilgili birtakım farklı yaklaşımlar içinde olabiliyor. Vatandaşımıza doğru bilgilendirmeyi yapabilecek, bu zeminde bilimsel heyetlerin konuyu açık olarak ortaya koyduğu, sağlıklı beslenme okur-yazarlığını artırmaya yönelik en kapsamlı yaklaşım olacak. Bu çerçevede son 6 aydır yaptığımız araştırmanın sonuçları ortaya çıktı; Türkiye’de belirlenen kişilerin kan örnekleri alınarak ve yağ, karbonhidrat ve protein tüketimi de hesaplanarak genel alışkanlıklarımızı ortaya çıkaran bir araştırma yaptırdık.
“HAREKETLİ BİR TOPLUM DEĞİLİZ”
Şu an Türk toplumunun 3’te 1’i obez, 3’te 1’i ise fazla kilolu. Dolayısıyla sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam alışkanlığını yoğun şekilde geliştirmek gerekiyor. Çocukların yüzde 10’u hiç spor yapmıyor. Bu oran yüzde 20’sinde 1 saatten az, yüzde 30’unda da 1 saat şeklinde. Çocukların günlük olarak en az 1 saat spor yapması gerektiğini biliyoruz. Hareketli bir toplum değiliz. Toplumdaki hareketsizlik oranımız son 7 yılda yüzde 56’dan yüzde 42.6’ya düştü, bu oran çok yüksek.
SPOR YAPANA İNDİRİM
Daha çok spor yapanlara hastane randevularında öncelik verebiliriz. Yahut katılım payını düşürebiliriz. Belediyelerle ve Çevre Bakanlığı’yla görüşülerek ulaşımla ilgili birtakım indirimler sağlayabiliriz. Tabii bunun suiistimal edilmemesi için, veriler dijital ortamda takip edilebilir olmalı ve güvenilir olduğundan endişe etmemeliyiz. Dijitalizasyonu önemsiyoruz ve özellikle bu anlamda e-nabız gibi bir sistemimiz de var. Sempatik birtakım ödüllendirmelerin yapılmasının uygun olacağı kanaatindeyim, çünkü obezite ve hareketsiz yaşamın sağlık sisteminin üzerinde her geçen gün korkunç bir yük oluşturduğunu biliyoruz.