DOLAR
32,1979
EURO
34,9907
ALTIN
2.520,75
BIST
10.739,57
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Parçalı Bulutlu
25°C
Bursa
25°C
Parçalı Bulutlu
Salı Az Bulutlu
29°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
25°C
Perşembe Az Bulutlu
22°C
Cuma Az Bulutlu
23°C

Erdoğan sistemi değiştirecek

Erdoğan sistemi değiştirecek
Advert
22.07.2019 20:07
348
A+
A-
Okuma Süresi: 2 dakika

Türkiye’nin dünya sistemine büyük isyanı: Erdoğan sistemi değiştirecek

“Türkiye’nin dünya sistemine büyük isyanı” adlı köşe yazısında, Türkiye’nin geçmişteki konumunu ve AK Parti iktidarıyla birlikte dünyadaki sisteme nasıl isyan ettiğini anlatarak, “Ancak görünen o ki Erdoğan’ın Türkiye için düşündükleri bununla yeterli değil, iyi ki de değil. Erdoğan merkez çevre bağını ve mevcut dünya sistemini iyice sorgulamak ve değiştirmek niyetinde” dedi.

Türkiye'nin dünya sistemine büyük isyanı: Erdoğan sistemi değiştirecek

Türkiye’nin özellikle Amerika ile olan ilişkisinde neler yapmakta olduğunu daha iyi kavrayabilmek için ben yıllar önce okumuş olduğum Immanuel Wallerstein’in “The Modern World System” adlı çalışmasını ve onunla ilgili makaleleri okuyarak geçirdim son günleri.

Wallerstein 16’ncı yüzyıldan itibaren dünyada tüm ülkeleri kapsayan bir modern dünya sistemi oluştuğunu öne sürüyor.

Bu dünya sisteminde merkez konumunda olan ülkeler yanında bu merkeze bağlı olan çevre ülkeler de bulunuyor. Çevrenin ayırt edici özelliği özellikle ekonomik açıdan ancak askeri-kültürel düzeylerde de merkeze bağımlı olarak hareket edinilmeleri ve bu yüzden sonuç itibariyle merkez tarafından sömürülmeleridir.

Merkezin hangi ülke olacağı tarihi süreçte değişir de. Örneğin en büyük değişimlerden bir tanesi merkez olma konumunun İngiltere’den Amerika’ya geçmesi ile İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanmıştır.

Advert

Sonradan merkezin gücüne isyan edip güçlenen ülkeler de çıkabilir. Örneğin Almanya bunlardan bir tanesidir. Ancak Almanya Amerika’nın gücü karşısında sadece “yarı çevre” (semi periphery) olabilmiştir. Bu yarı çevre ülkeler, çevre ülkelere karşı sanki merkezmişler gibi davransalar da asıl merkez ülkeden, çevre ülke gibi muamele görmeyi sürdürürler.

“TÜRKİYE KENDİ KONUMUNU DEĞİŞTİRMEYE BAŞLADI”

Türkiye cumhuriyet olarak kurulduğundan bu yana merkez ülke tarafından çevre ülke muamelesi gördü.

Ak Parti’nin iktidara gelmesiyle hızlanan süreçle Türkiye kendisini çevre ülke olmaktan çıkarıp bir ara süreç olan yarı çevre konumuna sokmaya başlamıştı. Yani Amerika ile ilişkisinde çevre ülke tavırları alırken diğer ülkeler ile olan ilişkilerinde merkezmiş gibi davranmaya başlamıştı Türkiye.

Ancak görünen o ki Başkan Erdoğan’ın Türkiye için düşündükleri bununla yeterli değil, iyi ki de değil açıkçası. Erdoğan merkez çevre bağını ve mevcut dünya sistemini iyice sorgulamak ve değiştirmek niyetinde. Benim gelişmeleri okumam bu yönde.

Bu değişimi zorlamak için Türkiye kendisini de bir merkez ülke gibi konumlamak zorunda zaman içinde.

Bunun olup olmayacağı ekonomide yaşanan gelişmelere bağlı açıkçası.

Ancak onun olup olmayacağını anlamayı beklemeden şu anda neyin olmakta olduğuna iyi bakmalıyız.

Türkiye şu anda kapitalist dünya siteminin merkezine isyan etmiş durumdadır.

Bu merkezin şu ana kadar görmediği, duymadığı, alışık olmadığı boyutta bir isyandır.

Onun sistem içindeki tüm hegemonyasını sarsacak düzeyde bir başkaldırıdır bu.

Merkez, çevresi üzerinde gücünü daima ekonomik süreçlerde güçlü tutmak zorundadır.

Amerika merkez gücü bu hegemonyasını son dönemde dünyada uyguladığı yaptırımlar ile uygulamaya çalışıyordu.

S-400’leri almasıyla birlikte merkezin rolünü sorgulamaya girişen Türkiye, yaptırım tehdidinin kendisine sökmeyeceğini de söyleyerek tüm dünya sisteminin işleyişini sorgulamaya başladı.

Washington’da gözlemlenen durağanlık, şaşkınlık ve korku da bundan kaynaklanıyor.

Yorumlar

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.