DOLAR
32,2656
EURO
34,7560
ALTIN
2.402,00
BIST
10.183,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Az Bulutlu
26°C
Bursa
26°C
Az Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
20°C
Perşembe Az Bulutlu
18°C
Cuma Hafif Yağmurlu
14°C
Cumartesi Açık
19°C

Tamer Karadağlı, Sınavını Geçemediği Devlet Tiyatroları’na Nasıl Müdür Oldu?

Tamer Karadağlı, Sınavını Geçemediği Devlet Tiyatroları’na Nasıl Müdür Oldu?
Advert
13.08.2023 21:25
70
A+
A-
Okuma Süresi: 3 dakika

Tamer Karadağlı, Sınavını Geçemediği Devlet Tiyatroları’na Nasıl Müdür Oldu? Tamer Karadağlı’nın 23 yılda sadece bir tiyatro oyununda yer almasına rağmen Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’ne atanmasına dair tartışma sürüyor. Karadağlı’nın yıllar önce DT sınavını kazanamadığı ortaya çıktı.

Tamer Karadağlı, Sınavını Geçemediği Devlet Tiyatroları’na Nasıl Müdür Oldu?

Tamer Karadağlı, Sınavını Geçemediği Devlet Tiyatroları’na Nasıl Müdür Oldu?

GÜNDEM – Tamer Karadağlı, Sınavını Geçemediği Devlet Tiyatroları’na Nasıl Müdür Oldu? BirGün’den Sercan Meriç, eski Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt’un neden görevden alındığını anlattı. Yücel Erten’le de konuşan Meriç, Tamer Karadağlı’nın yıllar önce Devlet Tiyatroları’nda yer alabilmek için sınava girdiğini ancak sınavda başarılı olamadığını yazdı.

‘Tamer Karadağlı, Aziz Nesin’e neden teşekkür etmeli?’ başlıklı yazısında yer alan ifadeler şöyle:

“Önce görevden alınan Mustafa Kurt hakkında neler konuşulduğunu aktararak başlayayım.

Kurt, 1988’de stajyer sanatçı olarak Adana DT’de göreve başladı, 1994-2004 yılları arasında Adana DT Müdürü olarak görev yaptı, 2007-2008 yıllarında DT’de başrejisör oldu, 2013-2014 yıllarında aynı kurumda genel sanat yönetmenliğine atandı, 2018 yılında da DT Genel Müdürü oldu.

Konuştuğum isimler, Kurt’un MHP kökenli bir isim olmasına rağmen kurumdaki Genel Müdürlük görevinde ılımlı bir çizgi çizdiğini anlattı. Kurt’un yöneticilik serüveninde denge politikası izlediğini ifade ettiler. Karadağlı’nın DT’nin başına nasıl atandığından önce Kurt’un neden görevden alındığı sorusu cevaba muhtaç…

Tiyatro kulislerinden edindiğimiz bilgileri kısaca aktaralım:

Kurt’un görevden alınmasına sebep olan süreç, Mersin’deki ‘Tarsus Tiyatro Günleri’ kapsamında perde açan ‘Yıldızlar Altında Yaz Eğlencesi’ oyunu ile başladı. Oyun, AKP’li belediye meclis üyesi Abdurrahman Altınsucu’nun ‘müstehcenlik’ ve ‘dini değerlere hakaret’ edildiği iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulunmasıyla gündeme gelmişti.

Oyunda, Aziz Nesin’in Aziznamesi’nde yer alan ‘Du Bakali N’Olek’ öyküsünden de kısa bir bölüm yer alıyordu. Bu bölüm AKP’lileri sinirlendirdi. Onlar da Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu’ya ulaştı. Oyunun DT bünyesinde sahnelendiği yönünde ihbarda bulundu.

Söz konusu ihbarın ardından Bakan Yardımcısı Mumcu’nun DT Genel Müdürü Kurt’u aradığı öne sürülüyor. Mumcu’nun söz konusu görüşmede hakarete varan ifadeler kullandığı da iddialar arasında.

DT’deki görevine başladığında henüz 5 yaşında olan Mumcu’nun bu tavrı Kurt’u bir hayli üzmüş. Söz konusu görüşmenin ardından ipler tamamen kopmuş. DT koridorlarında AKP’nin kadrolaşma çabasına direnç gösterdiği öne sürülen Kurt’un, uzun süredir bürokratların hedefinde olduğu ve görevden alınacağı konuşuluyordu.

İddialarla ilgili Kurt’u aradım ve mesaj attım, ancak geri dönüş yapmadı. Cevap hakkının saklı olduğunu belirteyim.”

Gelelim Tamer Karadağlı’nın kurumun başına nasıl atandığına…

Karadağlı’nın atanmasının arka planında bambaşka bir strateji olduğu öne sürülüyor.

Kurt’tan sonra DT’deki imza yetkisi Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden 2001 yılında mezun olan, bir dönem Sivas DT Genel Müdürlüğü yapan, 2021’de DT Genel Müdür Yardımcısı olarak atanan Emre Başer’deydi.

İmza yetkisinin Başer yerine, bir başka genel müdür yardımcısı olan İbrahim Aktürk’te olması için Kurt’a bir süredir baskı yapıldığı söyleniyor. Aktürk, Erdoğan’ın kararıyla 3 Ekim 2022’de bu göreve atanmıştı. Bu atama da tiyatro camiasında şaşkınlık yaratmıştı. Zira, Aktürk’ün tiyatro ile ilgili bir geçmişi yoktu. Kendisi İlahiyat Fakültesi mezunuydu.

Diğer kurumlarda defalarca tanık olduğumuz bir süreç, bu kez DT bünyesinde yaşanıyordu. Hedef, Saray’ın taleplerine direnç gösteren Kurt’u görevden almak, imza yetkisini de ‘birilerine yakın olduğu için göreve atanan’ genel müdür yardımcısına devretmekti.

Bu noktada Karadağlı formülü akıllara geldi.

Asıl amaç, Karadağlı’nın genel müdürlüğünü altında, tiyatro ile hiçbir ilgisi olmayan ilahiyat mezunu Aktürk’ü kurumun tek otoritesi yapmaktı…

Söz konusu atama da böyle gerçekleşti.

Bu atamanın birçok mesaj içerdiği ortada. Onlardan birisi de sansür ve otosansürle ilgili… Sosyal medyada Karadağlı güzellemesi yapan AKP’li trollerin, eş zamanlı olarak harekete geçtiğini ve atamaya tepki gösterenleri ‘PKK’li, Ermeni lobisine mensup, gayrı milli ajan’ diyerek hedef gösterdiğini hatırlatalım.

Ayrıca Karadağlı’nın devir teslim törenine iştirak edip etmeyeceği de bir muamma.

Söz konusu atama ile ilgili tiyatromuzun duayenlerinin ne düşündüğünü de merak ediyordum. Bu vesileyle Yücel Erten’e ulaştım.

Konuyla ilgili en iyi değerlendirmeyi yapabilecek sayılı tiyatro ustalarından birisi Erten’di. Kendisi, 1969’da DT’ye ilk adımını attıktan sonra, kurumda en alttan en üste her kademede emek veren bir isim.

Erten, Karadağlı’nın atanması ile ilgili çok çarpıcı bir bilgi paylaştı. Karadağlı, yıllar önce DT’de yer alabilmek için sınava girmiş, ancak bu sınavda başarılı olamamış!

Sözün devamını tiyatromuzun yaşayan duayeni Erten’e bırakayım:

’30 yıl aşkın bir süredir çok yazdım, çok söyledim, elimden geldiğince eyleme döktüm: Devlet Tiyatroları merkezî yönetim anlayışı içinde şişmiş, hantallaşmış, ucu bucağı görünmeyen, şaşkın bir imparatorluk haline gelmiştir. Süregelen yarım akıllı padişahlık yönetiminden kurtarılıp, yerinden yönetim doğrultusunda, rasyonel bir yeni yapılanmaya kavuşturulması gerekir. Ama süreç bunun tersine işlemiştir. Kurumun tüzel kişiliği de yok edilip, ekselanslarının bando-mızıka takımını andıran bir duruma indirgenmiştir. Mevcut iktidarın anlayışı budur.

Böyle bakınca, bando-mızıka takımının başına kimin atandığı, sanıldığı kadar önem taşımaz. Evet, elbette ufuk, birikim, yetenek, liyakat gözetilmelidir. Ama bunlar nerede ve ne kadar gözetildi ki, şimdi Devlet Tiyatrolarında farklı olsun? Bence de bu atama uygun düşmemiştir. Yanlış hatırlamıyorsam; bir dönemde Devlet Tiyatroları’na sınavla 120 sanatçı almıştık. Adı geçen kişi, o 120 kişi arasına girememişti. Tiyatro sanatı ile pek de ilgisi olmadığı halde, şimdi zembille tepeden inmesi, anlaşılır gibi değildir. Ama çok önemli de değildir.

Asıl önemli olan, Devlet Tiyatroları sanatçı ve çalışanlarının, on yıllardır bir camia olarak, değişime ayak diremiş olmaları, böyle bir hayata sürüklenmeye razı olmaları, boyun eğmiş olmalarıdır. Dönüp geldiğimiz durum: Her toplum, lâyık olduğu biçimde yönetilir…'”

Kaynak: Halk TV

 

Yorumlar

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.