Ulukoza girişimcisinin tanı kiti, süt ihracatını arttıracak TÜBİTAK 1512 Teknogirişim Sermaye Desteği Uygulayıcı Kuruluşu ULUKOZA Programı ile hibe desteği alan Doç. Dr. Mustafa Çiftçi, geliştirdiği hastalık tanı kiti sayesinde süt ve süt ürünleri ihracatının artmasına önemli katkılar sağlayacak. Girişimcilere sürdürülebilir iş modellerini geliştirmeleri amacıyla yol haritası çizen Bursa Uludağ Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin (Bursa Uludağ TTO) ‘Kozalar Kelebek Olsun Diye’ sloganıyla hayata geçirdiği platformu ULUKOZA, önemli bir çalışmaya daha vesile oldu. Girişimci Doç. Dr. Mustafa Çiftçi, TÜBİTAK 1512 BİGG Programı kapsamında aldığı 200 bin TL hibe desteği ile inek sütündeki ‘mastitis’ hastalığını dakikalar içerisinde teşhis edebilen tanı kiti üretti.
BURSA – TÜBİTAK 1512 Teknogirişim Sermaye Desteği Uygulayıcı Kuruluşu ULUKOZA Programı ile hibe desteği alan Doç. Dr. Mustafa Çiftçi, geliştirmiş olduğu hastalık tanı kiti sayesinde süt ve süt ürünleri ihracatının artmasına önemli katkılar sağlayacak.
Girişimcilere sürdürülebilir iş modellerini geliştirmeleri amacı ile yol haritası çizen Bursa Uludağ Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin (Bursa Uludağ TTO) ‘Kozalar Kelebek Olsun Diye’ sloganıyla hayata geçirdiği platformu ULUKOZA, önemli bir çalışmaya daha vesile oldu. Girişimci Doç. Dr. Mustafa Çiftçi, TÜBİTAK 1512 BİGG Programı kapsamında aldığı 200 000 TL hibe desteğiyle inek sütündeki ‘mastitis’ hastalığını dakikalar içerisinde teşhis edebilen tanı kiti üretti.
Dünyada alanında ilk olma niteliği taşıyan tanı kitinin, düşük maliyetler ile küçük üreticilere avantaj sağlayacağını belirten Doç. Dr. Mustafa Çiftçi,
“Tanı kiti, kalifiye elemana ve laboratuvar ortamına ihtiyaç duymadan bütünüyle yerli imkânlarla yeni jenerasyona uygun biçimde üretildi. Hastalık, birkaç damla sütün kit üstüne damlatılmasıyla ve elektrik tüketimi olmadan renk değişimi sayesinde analiz edilebiliyor. Taşınabilir özelliği ile lojistik maliyeti ve zaman kaybının önüne geçilerek hızlı biçimde güvenilir sonuçlar alınabiliyor.”
Türkiye’nin süt üretiminde global pazarda önemli paya sahip olduğuna da dikkat çeken Doç. Dr. Mustafa Çiftçi,
“Ülkemizdeki süt ineği sayısı 18 milyonun üstünde. Bakteriyel enfeksiyonun neden olduğu bulaşıcı bir sürü hastalığı türü olan mastitise maruz kalan inek sayısı ise 5,5 000 000 dolayında. İnek sütü üretiminde dünyada 9’uncu sırada yer alan ülkemize bu hastalığın maliyeti, 210 milyon TL tutarında. Süt ihracatının önündeki engeller, kalite ve standardizasyonun iyileştirilmesi ile aşılabilir. Bu sebeple, kitimizin ekonomiye katkılar sağlamasını hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
İneklerde görülen mastitis hastalığının global boyuttaki maliyetinin 19-32 milyar dolar arasında gerçekleştiğini de kaydeden Çiftçi,
“Dünya genelindeki süt ineklerinin yaklaşık yüzde 30’u en az bir kez bu hastalığa yakalanıyor. Süt ve süt ürünlerinde kârlılığı etkileyen hastalıklardan mastisis, ekonomik kaybın en önemli sebebi olarak kabul ediliyor. Erken teşhis ile beraber ivedilikle uygun bir antibiyotikle tedaviye başlanması çok önemli. Çünkü gecikmiş vakalarda tedavi imkânı bir hayli düşük olasılık taşıyor”dedi.