İbn-i Sina’nın yüzyıllık mucizesi… Yıllarca gizlenmiş gençlik aşısı…

Genç bir cilde sahip olmak hepimizin hayali. Fakat yaş hep aynı kalmadığı gibi cilt tazeliği de değişiyor. Her sene cilde eklenen bir kırışıklık, çizgi oluyor. Peki, İbn-i Sina’nın cildi gençleştiren tavsiyeleri olduğunu biliyor muydunuz?

Dünyadaki kozmetik ürünlere dahi örnek olan İbn-i Sina reçeteleri adeta gençlik iksiri. İbn-i Sina’nın verdiği bu sırlar arasında en sık adı geçen ise gül suyu ve oğul otudur. Peki, bu otlar ciltte neye iyi gelir? İşte İbn-i Sina’nın gençlik sırları…

İBN-İ SİNA’DAN GENÇLEŞTİREN REÇETE

Cildin daha hızlı yenilenmesi için kesenin önemini hatırlatan İbn-i Sina, cilt bariyerinin tazelenmesi için fayda sağladığını belirtti.

Derinleme temizliğin ilk kuralı olarak keseyi işaret eden Sina, daha sonra hatmi, ebegümeci ve nane yapraklarından elde edilen sabunla cildin yıkanmasını önerir. Hatimi, ebegümeci ve nane yaprakların cilt yüzeyindeki kirli tabaka ardından çıkan gözenek ve lekelere fayda sağlar.

Gül suyunun bazı ciltler için alerjik etkisi olsa da güçlü bir temizleme malzemesidir. Tüm cilt tiplerine uygun olan gül suyuyla yapılan tonik işleminin ardından son olarak cildin nemlenmesine gelir.

İbn-i Sina cildin hem nemlenmesi hem de uzun süreli toksinlenmemesi için çay ağacı yağından elde edilen nemlendiriciler ya da direk çay ağacı yağını önerir. Çay ağacı yağı hem serum işlevi görerek cilt dokusunu onarır. Onarma işlemi sırasında da pH değerini dengeler.

İbn-i Sina’nın ciltle ilgili en büyük sırrı ise oğul otudur. Limon ailesine ait olan oğul otu, yaşlanmayı önler. Cilt yüzeyini yenileyerek kırışıklığın önüne geçer. Bir yemek kaşığı oğul otunu bir su bardağı su ile beraber kaynatın.

10 dakika kaynattığınız suyu süzün. Daha sonra buzdolabında beklettiğiniz bu suyu çalkalayıp cilt yüzeyine kullanın.

CİLT BAKIMINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Cildinizi nemli tutun

İnsanların kuru bir ciltten muzdarip olduğu en yaygın durum dehidrasyondur. Cildimizi etkileyen en büyük faktörlerden biridir. Vücut susuz kaldığında, susuzluğun giderilmesi, sonunda cildimizi solgunlaştıran temel mineralleri ve elektrolitleri emer.

Cilt nemini ve güzelliğini kaybeder. Bu nedenle, kendinizi sık sık nemlendirdiğinizden emin olun. Vücut ısısını düzenlemeye yardımcı olur ve bağışıklık sistemimizi güçlendirir, böylece yoğun soğuk havalarda veya grip mevsimlerinde hastalanmamızı önler.

HAVA ŞARTLARINA DİKKAT EDİN

Kavurucu sıcaklarda ve kış esintilerinde cildinizin doğal nemini hapsetmeniz gerekir. Kış aylarında cildinizdeki nem içeriğini korumak için yüz nemlendiricileri kullanın ve yazın cildinizi UV ışınlarının zararlı etkilerinden korumak için güneş kremi uygulayın.

Lekeleri, düzensiz cilt tonunu düzenlemeye ve ayrıca yaşlanma belirtilerinizi azaltmanıza yardımcı olacaktır.

SICAK SUYLA BANYO YAPMAKTAN KAÇININ

Kış mevsimi, kuru hava ve ısıtıcılar daha kuru ve kaşıntılı cilde yol açtığından cildinize eziyet edebilir. Sıcak su ile banyo yapmak cildinizi aşırı kurutabilir ve temel doğal yağları vücudumuzdan uzaklaştırabilir.

Ilık suyla banyo yapmayı tercih edin ve banyodan hemen sonra cildinize nemlendirici uygulayın.

DOĞAL TARİFLERİ DENEYİN

Havalar değişmeye devam ettikçe özellikle kış aylarında cilt bakımı da onunla birlikte değişmelidir. Kış aylarında, özellikle kuru cilde sahip kişilerde cilt gergin ve deri gibi hissedilebilir. Ancak bu tür insanlar için ev ilaçları çok faydalı olabilir, çünkü bal, zerdeçal, süt banyosu, muz kabuğu, aloe vera vb. kullanmak cildinizi pürüzsüzleştirir ve cildinizdeki koyu lekeleri, yaşlanmayı, lekeleri gidermenize yardımcı olur.